Celebrity İnsanları

Celebrity İnsanları: Alkışlarla Yaşayan Sanal İnsanlar

Celebrity; besin kaynağının ilgi olduğu, alkışlara bağlanmış bir solunum cihazı ile hayatını sürdüren, toplum nezdinde ilgi uyandıran, medyada ziyadesi ile görünürlüğü olan kişidir.

Celebrity olma sürecinin başında; Celebrity adayları, alkış evrenine seyahatleri esnasında, atmosferden geçerken yanmamak için geçmişlerinden habis bir uydu gibi sıyrılarak, alkış evrenine geçiş vizesi alırlar.

Sürekli cilalamak zorunda oldukları şöhretleri yüzünden, akıllarını parçalara böler ve öyle yönetirler. Ancak zamanla her parça bağımsızlığını kazanır ve merkezi sinir sistemleri iflas eder.
Birbiri ile çelişen akıl parçaları tarafından paylaşılmış ruhsal dünyaları dünya adındaki gezegenden milyonlarca ışık yılı uzakta olan alkış evrenindedir.

 

Celebrity’lerin en büyük amaçları düzenli olarak insanları ilgisini çekmek, insanları şaşırtmaktır. Kendilerine ciddi zararlar vermek dahil, insanları şaşırtmak için her şeyi yapabiliriler.

 

Bedelini ödeyerek veya ödemeden, çabalamadan her şeyin en güzelini, en mükemmelini hak ettiklerine inanmış ve inandırılmışlardır.
Aşırı öz saygı duygusunun yanı sıra, iddiacı, dediği dedik, sürekli üstün olma arayışı ve her konuda benmerkezcilik temel özelliklerindendir.

 

Celebrity’lerin gerçek anlamda geçmişleri olmaz. Çünkü Celebrity’ler, kökleri çok derinlerde olan aile ağaçlarının en yukarıdaki yalnız dallarıdır.

 

Celebrity olma yolunda insanlara yeterince borçlanmışlardır, bir de hayata borçlanmak istemezler. Onun için aldıkları her nefesi geri verirler. Ancak kendilerini celebrity evrenine fırlatan insanları hatırlarken akıl tutulmasına maruz kalırlar.

 

Celebrity’ler insani bütün günahların çok kolay baş rol oyuncuları olabilir ve seks, kumar, içki, uyuşturucu kibir, gibi kelimelerin içlerini kendi kanları ile doldurup bu kelimeleri en yakın dostları haline getirebilirler

 

Hayat Celebrity’leri öyle bir noktaya getirir ki, kendilerini sevdikleri ile savaşırken ve nefret ettikleri ile sevişirken bulurlar.

 

Celebrity’lerin bedenleri ve akılları, diğer insanlarınkilerin aksine nasırlaşmaz. Onların nasırlaşan tek yerleri ruhlarıdır.

 

Celebrity’lerin aileleriyle olan ilişkileri mezar taşı kadar soğuk, yeni dökülmüş kan kadar sıcaktır. Hayal kırıklıkları hayat kırıklıklarına dönüşür ve Celebrity’ler ile aileleri sonsuza samimi düzlemde buluşamazlar.

 

Medya kuruluşları tarafından ısrarla yayınlanan, sansasyonel dedikodu programları, filmler, ve reality şovlar, toplum nezdinde Celebrity olma virüsünün ana yayılım yollarından biridir.

 

2006 yılında yapılan bir arştırmada 18-25 yaşlar arası gençlerin %51’i celebrity olmayı hedeflediği ortaya çıkmıştır.

 

Sosyologlar tarafından, Celebrity olma motivasyonunu tetikleyen bir diğer unsur ise sosyal medya olarak görülmektedir.

 

Celebrity olma motivasyonu ile sosyal medya bağımlısı olan kişiler sadece cilanmış sahte sosyal medya kişilikleriyle değil, süper kişiliklerle sosyal medya sahnesine çıkmaktadırlar. Araştırmacılar, günün büyük bir bölümünü sosyal medyada sahte süper kimliklerle geçiren kişilerin, normal hayatta da benzer davranışlar sergilediğine işaret etmektedirler ve bu davranışı “Proteus Olgusu” olarak adlandırmaktadırlar. Proteus Olgusu toplumun farklı kesimlerinde hızla yayılan bir davranış gerçekliğidir.

 

Celebrity’ler hakkında konuşmak, insanlara filmler ve haber bültenlerindeki felaket sahnelerini hissettiklerine benzeyen garip bir zevk verir.
İnsanlar, sözünü edebilecekleri konular tükendiğinde Celebrity’lerin neler yaptığını, kiminle birlikte olduğunu, nereden, nasıl ne hale gediklerini konuşurlar.

 

“Yüzünü örten perde açıldığında hakikat eğer hala hakikate benziyorsa, bu durumda, çıplak hakikat diye bir şeyden söz edilemez” der Baudrillard.

 

İllüzyondan yoksun bir gerçek, hala gerçek olarak kabul görebiliyorsa, bu durumda; gerçek, nesnel bir gerçekliğe nasıl sahip olabilir?

 

Büyüleme gücünü yitiren şeyler anında ve tamamıyla gerçek, gölgelerinden ve yorumdan yoksun şeylere dönüştüler.

 

Celebrity’ler, gerçekliğin peşinde koşan son avcı ve onu yakıp yıkan yağmacı insanlar gibidir. Celebrity’ler, bizzat gerçeklik tarafından bir tür bulaşıcı ve yok edici unsur şeklinde salgılanmıştır.

 

Celebrity’ler, gerçeklikle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktadır. Bu, nesnel gerçekliğin soyutlanma sürecinde devreye sokulan sürecin nihai aşamasıdır.

 

Celebrity’ler, kendi cenaze namazlarında kendilerini musalla taşında gözlemleyerek, gerçek bedenlerini gömmüş ve hocanın “El Fatiha”  söylemini müteakip kendilerine  birer sanal beden bulmuşlardır.

 

Buldukları sanal bedenin yaptığı her haraket;  planlı, programlı ve hedef odaklıdır. Sanal bedenler, daha fazla  ilgi, daha fazla takipçi, daha fazla ün, daha fazla refah düzeyi ve daha yüksek bir statü için sanal terler dökerler.

 

Bunun gerçek alınterinden yoksun, aslıyla kusursuz bir benzerlik gösteren, ancak insanda sanal bir haz duygusuna yol açan alçıpan bir oksiyen solunumu olduğu söylenebilir. Böyle bir şeye hala solunum denilebilir mi?

 

Bilmiyorum…

Teşekkürler Hakan Günday