Spor İnsanları

Modernlik “ekonomik, politik ve kültürel değişimdeki karmaşık süreçlerle karakterize edilen, yeni tipte bir toplumun ortaya çıkması” olarak tanımlanabilir. Bir başka deyişle modernlik terimi, on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda Batı Avrupa’da filizlenmeye başlayan, esas görünümlerine Kuzey Amerika’da rastlanılan ve o zamandan bu yana Batı dışı dünyaya yayılan ya da dayatılan bir toplum biçimine karşılık gelmektedir.

Yeni tipte bir toplumun ortaya çıktığı aşikar,  bu modernlik midir? Emin değilim.

Spor, kavramı benim küçüklüğümde ya  profesyonel, lisanslı olarak; ya da amatör, sokaklarda gönüllü olarak icra edilen bir kavramdı. Azınlıkta da olsa vücut geliştirme salonlarından çakma spor salonları mevcut idi. Günümüzde ise spor insan hayatının zaman dağılımında hatırı sayılır bir yer almaya başladı. Zaman dağılımındaki pasta payını hızla arttıran spor, aynı zamanda hitap ettiği kitleyi de hayli genişletti.

Her mahallede modern spor salonları açıldı, her nefis, hayatında en az bir kere gitmediği yıllık aboneliği tattı.

Spor insanları,  sayılarını hızla arttırarak hayatımızda daha sık karşımıza çıkmaya başladılar, hatta bizleri de onlardan biri yaptılar…

Spor insanları, gitmiş oldukları salonları itina ile seçiyorlar. Salon seçim sürecinde binlerce soru cevaplıyorlar:

Evime / işime yakın mı? Koşu bantlarında TV var mı? TV varsa yabancı kanallar var mı? (Spor yaparken yabancı TV kanalı izlemenin moderniteye katma değeri aşikar) Havuzu var mı? Havuz büyük mü? Kulvarlarla ayrılmış mı? Havuza işenince mavi boya çıkıyor mu? Mayonu kurutmak için özel makine var mı? Aletlerin sayısı yeterli mi? Yer bulunuyor mu? Otoparkı var mı? Otoparkında araç yıkanır mı? Kuaförü var mı? Masaj imkanı var mı? Manikür, pedikür  imkanı var mı? Soyunma odaları temiz mi? Sauna, buhar banyosu var mı? Dinlenme odası var mı? Dinlenme odasında horlayanlar var mı? Terli eşyaları koyacak poşet sistemi var mı? Saç düzleştirici, fön, kulak pamuğu, şampuan, havlu, peştemal, traş köpüğü, vb malzemeler mevcut mu? Gelen tipler düzgün mü?
Gibi soruların cevapları uzun check-listlerin gölgesi altında değerlendirildikten sonra salon kararı verilir. Tabiki yıllık abonelik olunur. Yıllık abone olma süreci esnasında etraftaki eş dost akraba, “şerefsizim gidecem olm” nidaları ile ikna edilir.

Salona başlanmadan önce kıyafet ve aksesuarlar gözden geçirilir. Eski ya da modası geçmiş olanlar hızlıca yenilenir. Geçmiş jenerasyonun davranış dinamiğinden miras kalan şort üzerine tshirt ile spora gitmek öteki olmak için yeter-sebep zeminini hazırlar.

Galoş ile içeri girmek önemli bir salon düsturu iken, çoğu spor insanı, “ulan şu görevli bu tarafa bakmasa da aradan galoşsuz kaynasak, ne gerek var buna şimdi” zihin antremanını yapar.

Tembel spor insanları genellikle salona giderken, spor yapacakları kıyafetleri içine giyerler. Salona girer girmez sanki salon kaçıyormuş gibi hızlıca sürece adapte olurlar. Soyunma odasında etraf süzülür, daha göbekliler görüldüğünde  zihin sahnesinde sevinç çığlıkları dans ederken, daha fit ve kaslılar görüldüğünde zihin sahnesinde matem, hüzün gözyaşlarını tetikler.

Nihayet sahaya çıkma zamanı gelir. Bazı spor insanları, süreci,  elindeki antreman kağıdına bakarak  başlatırken, daha tikky salonların spor insanları parmak izlerini ilgili  kiosklara bırakarak programlarını dijital olarak alıp başlatırlar. Antremana başlamadan önce mutlaka Foursquare evreninde check-in yapılır (check-in esnasında facebook ve twitter bağlantısı olmazsa olmazlardan).

Kardiyo aleti seçimi,  niyete göre şekillenen çok stratejik bir karar. Eğer spor insanlığı şapkasının yönünü abazalık belirliyorsa, hedefe en uygun kıza / erkeğe en yakın alet seçilir. Niyet, sadece spor yapmak ise sote bir kardiyo aleti seçiliyor, itina ile ter atma havlusu alete yerleştirilir, kulaklık alete takılır. Antreman programı seçilmeden önce izlenecek kanal belirlenir akabinde ise antreman seçilerek süreç başlar.

Koşu bandında elleri, tutma yerlerine koymak, beşten küçük bir hızla ilerlemek ve eğimi sıfır yapmak büyük ayıp olarak nitelendirilir. Eller yanda, sekizin üzerinde bir hızlı, koşu bandı hayvan gibi havaya kalkmış durumda antremana devam etmek öykünülen spor insanı olmaya adaylığın simgesi olarak gösterilir.

Koşu esnasında sağ, sol belli aralıklarla süzülür, daha iyiler ve daha kötüler gözlemlenir. Daha iyilere bok atılırken, kötülere de ezik muamelesi yapılır.

Post-kardiyo sürecinde spor insanının programına göre değişen aletli, aletsiz, ağırlıklı, esnemeli, esnemesiz hareketleri bulunur. Özellikle ağırlık çalışmaları esnasında erkekler sürekli ayna ile sürekli temasta kalmak isterler. Acaba kaslarımda bir gelişme var mı? Yağlarda erime var mı? sorularının cevapları aynalarda aranır. Aynalarda bu sorulara cevap aranırken, arada diğer çalışanlar da kesilir. Kas kitlesi yüksek olanlara hayranlıkla “Herif iyi ama, bu kadar kas da iyi değil, hoş durmuyor.”  şeklinde bok atılır. Bu adamların gazına, kaldırılamayacak ağırlıklar kaldırılmaya çalışılır, sakatlıklar meydana gelir.

Çalışmalar esnasında etraftaki bayanların düşük ağırlıklarla çalışması küçümsenir. Ağırlığı arttıran bayanlara ise “bak şuna hele” gibi abuk tepkiler verilir. Aletlerin kullanımı esnasında her zaman bayanlara öncelik verilir. Eğer bayanlar da, aletlerin çok yakınlarında ise ağırlık ve hareketin yapıldığı sayı miktarlarında  artış gözlemlenebilir.

Yoğun spor temposunun ardından havuza girmek hiç fena olmaz. Ancak yüzmeye hal kalmamıştır. Havuzun dibine çökülür, sporun yorgunluğu atılır. Akabinde ise çakma kurbağalama stili ile bir oraya bir buraya yüzülür. Yan kulvarda deviri yüksek bir şekilde yüzen varsa, hal kalmadığı için küfür edilir. Küfür ile kalmayıp, “ulan biz de biliyoruz yüzmeyi” mesajını vermek için bir iki kulaç kelebek stil benimsenir. Yan kulvardaki figür ile baş edilemeyeceği anlaşılır, havuzun jakuzi bölümüne doğru, baş önde ilerlenir. Jakuzinin tüm düğmelerine hayvanlar gibi basılır. Jakuzi’nin vermiş olduğu su basıncı ile rahatlamaya çalışılır.

Havuz faslından sonra eğer vakit varsa, sauna deneyimi denenir. Saunaya girerken terlikler dışarıda çıkarılır. Saunaya terlikle girmek, hatta basamaklara terlikle basmak büyük terbiyesizliktir. İçeride birileri varsa, girilir girilmez sauna deneyimini göstermek adına, ısıtıcının üzerine su dökülür ve buhar çıkması sağlanır. Akabinde ise yukarılarda güzel bir yer bulunup yatılır. Sauna da horlamak çok itici olduğundan yatış pozisyonuna çok dikkat edilir. Doğrudan uyku ile sonuçlanabilecek pozisyonlardan kaçınılır. Saunada horlayanlardan olma, ortaçağda cadı ilan edilmekten beterdir. Son olarak herkese sıhhatler olsun selamı verilerek sauna mekanı terk edilir

Duş deneyimine başlamadan önce kabin seçimi kritik bir süreçtir. Mümkünse en kuru, en uzak köşedeki duş seçilir. Özellikle sabah saatlerinde bu seçilen duş kabininin hiç kullanılmamış olması kuvvetle muhtemeldir.

Duş sonrasında saç kurutma makinesini göğüs kıllarına tutmak büyük kroluktur, bu konuda hassasiyet gösterilmesi gereklidir.

Dinlenme salonuna geçilir. En az iki havlunun sıcaklığı ve şefkati ile dinlenme süreci başlar. Karanlık ortamın uykuyu tetiklemesinden kaçınmak için arada sırada kendi kendine çimdik atılır. Kendi kendine çimdikle yetinmeyip birbirini çimdikleyen, birbirine pandik atanlara da sık sık rastlanır.

Giyinme sürecini müteakip ortam terk edilir. Her spor salonunda insan ötesi kutularda satılan toz ilaçlardan daha fit, daha kaslı olma amacı ile alınır. Hafif ıslak saçlarl ortam bir sonraki buluşmaya kadar terk edilir.

Spor, spor insanlarının hayatının merkezindedir. Rahat rahat yemek yiyebilmek için, daha çok çalışabilmek için, daha az uyuyabilmek için, sağlıklı bir insan olabilmek için, sportif insanlar statüsünde olabilmek için, bakımlı insan olabilmek için, modern kapitalist dünyanın bize sunduğu en faydalı paketlerden biridir.