Haydi Toplantı Yapalım

Haydi Toplantı Yapalım

Berk, yalnızlığının acıtan yanlarını profesyonel ekosistem ile dolduran beyaz yaka insanı. İş hayatında suni olarak salgılanan alkış hormonu ile beslenir. “Halledersin koçum!” denildiğinde plazayı sırtına almaya çalışır ve bu uğurda ekibinin ciğerlerini de su toplatır. Sürekli havalı sunumlar yapar, her aktiviteye gönüllü katılır ve katıldığı aktiviteyi yönlendirir. Her etkinlikte en özgün soruları sorma çabasındadır. Üst yönetimin kokusunu 22 km’den alıp hemen yanlarında biter. 27 saniyede tüm başarılarını anlatır. Her daim alkışları toplayan ancak hayatı boyunca etrafındaki kartvizit bağımlı suni kalabalıkların arasında, yalnızlığı ile yüzleşir.

Hayatın, toplantı kurgusunun içerisine entegre edilmiş bir proje olduğuna inanır ve “Yine toplantım var”, “Hayvan gibi yoğunum olm”,  “Daha öğle yemeği bile yemedim” gibi söylemlerden de büyük haz duyar.

Berk Neden Toplanıyor?

Proje ve iş süreçlerini konuşmak, değerlendirmek, paketlemek, projelerini satmak ve aferin almak için.

Profesyonel ekosisteme dair dedikodu düzeyini tüm paydaşlarda eş baza getirebilmek adına  statü almak ve vermek için.

“Haydi haydi çok iyi gidiyoruz. Moral bozmuyoruz. Devam Devam…” söylemleri ile çalışanları motive etmek için.

“Geribildirimleriniz burada çok değerli. Konu ile ilgili olarak katma değer sağlayabilmek için elimizden geleni ardımıza koymayacağız.” söylemleri ile çalışanların gazını almak için.

Berk’in Toplantı Aksesuarları

Her profesyonelin kolaylıkla bulamayacağı, toplantı katılımcılarının gördüklerinde mutlaka “Defterin çok güzelmiş. Nereden aldın?” diyecekleri, tercihen yurtdışından alınmış, çizgisiz, profesyonel bir defter.

Berk’ın profesyonel tarzını yansıtan ve pahada hafif olmayan, bakanları bir daha baktırtacak profesyonel bir kalem.

Kartvizitini çıkartırken “Ulan ben de bu pozisyonda bu şirkette çalışıyorum, boru değil beni buna göre konumlandır” mesajını itina ile veren bir kartvizitlik.

Mail düz koşularına toplantı ortamında hız kesmeden havalı olarak devam edebilmek için yurtdışından gelmiş kılıfı ile iPad Mini.

Profesyonel imajına katma değer sağlayacak; en incesinden, en yeni çıkanından bir akıllı telefon.

Berk’in Toplantı Süreci

“Meeting request” gelince “accept” etmek, hatta artislik yapıp “tentative” demek veya “meeting request”i “forward”etmek, takvim paylaşmamak, “Arasın takvimimi öğrensin” demek; Berk’in çok hoşlaştığı haraketlerdendir

Toplantıya ortalama 10-15 dk geç katılır. Girer girmez “Daha önce x toplantısındaydım şimdi bitti ancak gelebildim.” deyip özür diler.

Toplantı esnasında içecekler sorulduğunda cool bir ifade ile mutlaka sade filtre kahve sipariş eder.

Toplantı esnasında ortaya konulmuş olan yiyeceklere ırgat gibi dalmaz. Tabağa hiç dokunmadan “Ben böyle şeyleri önemsemem, 3-5 cookie insanı değilim, sağlıklı beslenirim, nefsime hakimim” imajını verir.

Toplantı sürecinde yalandan herkesin görüşünü sorar. Tüm bu görüşleri aldıktan sonra yine kendi görüşü doğrultusunda aksiyon alınmasını sağlar.

Toplantı masasının altında alternatif toplantı yapmaktan büyük haz duyar. Whatsapp’ten anlık toplantı dedikodusu yapar. Facebook‘ta adam pokeler. DM’den yürür. Foursquare’de check-in olur ve toplantı odasının, şirketin, muhtarı olmaya çalışır. Görüldüğü gibi bu araçlar, sıkıcı geçen bir toplantıyı Alice’in harikalar dünyasına dönüştürebilir.

Sürekli kullanmış olduğu toplantı odasında bu sefer yalnızdı. İcra kuruluna bir sunum hazırlıyordu. Birden toplantı odasının sabit telefonu çaldı. Sık rastlanan bir durum değildi. Telefonu açtı. Ahizenin ucundaki mekanik ses kendini tanıttıkdan sonra, Berk’in orada yapmış olduğu toplantılara dair inanılmaz detaylar verince Berk’in beti benzi attı. Telefonun ucundaki ses, Berk’in uzun süredir yapmış olduğu toplantılara ev sahipliği yapan toplantı odasının ta kendisi idi. Dile gelmişti. Berk’e iletmek istediği kısa ve net bir mesajı vardı:

“Hayat bir sınavsa eğer hiç uğraşma, adını yaz ve çık. Belki sınıfta kalırsın; ama adının altında bembeyaz bi sayfa bırakırsın.”  (Aziz Nesin)

Berk hayatında ilk defa mavi ekran ile karşılaşıyordu. ?#>!*?+½%

16.02.2014 Tarihinde Radikal’de yayınlanmıştır.

Yalnız Bilgi Şahitti

 

Suat; kişisel gelişim serüvenlerinde, profesyonellerin A noktasından B noktasına ulaşım aracı olarak kullandıkları eğitimlerin vazgeçilmez eğitmeni. Elektriğin icadından sonra insanlık tarihindeki en önemli keşif olan kişisel gelişimin içimizdeki öğrenme aşkını gıdıklayarak eğitim ihtiyacını hayatımızın merkezine yerleşmesini fark edip ve bu uğurda ilk yürüyenlerden.

Üzerinde benzerlik yazabileceğin düzgünlükte bir yüz;  amerikan futbol takımı kaptanı gibi geniş omuzlu havalı bir vücut; geriye doğru fütursuzca jölelenmiş saçlar; jilet gibi takım elbise; her daim kol düğmeleri; özel dikilmiş sol cebinde adının ve soyadının baş harflerinin yer aldığı bir gömlek; sabit ve samimiyetsiz bir tebessüm; mikrofonik bir ses; havalı ve sağda solda paylaşılabilecek kelime kullanımı; her konuya uygun anlatılacak hikaye zenginliği; eğitimler esnasında yapılan şakalar / komiklikler / aktiviteler ve  paçalardan akan bilgi / donanım / deneyim derinliği Suat’ın fark yaratan özelliklerinden sadece bir kaçı.

Himmet; Suat’ın mahalleden çocukluk arkadaşı. Oto sanayinde motor rektifiye ustası. Görev tanımında: “Asfaltların acımasızca dışladığı motorların standartlara uymayan parçalarını (silindirler, pistonlar, krank mili vb) çeşitli talaşlı işlemler uygulayarak  motorları eski performanslarına kavuşturmak” yazıyor.

İğnenin bile girmeye imtina edeceği nasırlı eller; arkası uzun ve dalgalı, sakallarla kombine olmuş yağlı saçlar; motor yağlarının fraktal raksına şahit olmuş bir tulum;  eski bir halı saha ayakkabısından bozma yarı bez bir spor ayakkabı, dudağı ile bütünleştirdiği ve yaptığı tüm atipik hareketler esnasında sabit konumunu koruduğu sigarası; samimi / derin bir gülümse, hayata karşı her daim metanetli ve sebatlı bir duruş; Himmet’e ilk bakıldığında göze çarpan temel özellikler.

Himmet’in asıl alamet-i farikası entelektüel derinliği ve edebi yetkinliği. Ortaokul terk olmasına rağmen, çıraklık, kalfalık ve ustalık döneminde bulduğu her boşlukta elinden kitabı hiç eksik etmedi. Sürekli okur, okuduklarını anlar, imbikten geçirir  ve anlamlandırır. Gönüllü olarak tüm esnafın ve eşrafın danışma masası.

Suat ise sadece; kendini 10 adımda geliştirebileceği, ivedi ahkam kesebileceği, kestiği her ahkamı nakite dönüştürebileceği, öğrendiği her yeni kavramı cümle içinde kullanabileceği kişisel gelişim kitap ve  paylaşımlarına odaklanmış durumda. (10 Adımda Quantum Liderliği, 10 Adımda Evire Çevire Satış, Kaplumbağa Aslana Nasıl Yürür?, At Avrat ve Sosyal Medya, 10 Adımda Hayatın Anlamı vb.)  Tüm bunlara ek olarak havalı bir web sitesi, yüzbinlerce takipçiye seslenen kişisel gelişime dair sosyal medya paylaşımları, sektörel bir dergide aylık yazılarlarla arz-ı endam ediyor.

Yıllardır Himmet ile Suat rutin olarak iki haftada bir, her zaman gittikleri nargilecide bir araya gelir. Suat sorar, Himmet cevaplar. Suat not alır, Himmet anlatır. Himmet’in imbikten geçirerek hallaçladığı her bilgi, Suat tarafından köpürtülerek; köşe yazısı, blog postu, sosyal medya paylaşımı, kişisel gelişim sunumu, eğitimi, koçluk ve danışmanlık hizmetine evrilerek nakte çevrilir.

Himmet durumun farkında değil midir? Elbette farkındadır. Suat’ın köpürterek ortaya koyduğu her şeyin detayına ve güncelliğine vakıftır. Suat, işine ziyadesiyle yaradığı için kendisi ile düzenli olarak görüşmektedir. Ancak ailesinden, yetiştiği çevreden almış olduğu görgü, terbiye, ahlak ve arkadaşlık değerlerini göz önünde bulundurarak hareket eder. Her buluşma sonunda vedalaşırken yüzündeki sabit ve samimi tebessüme ek olarak  Peyami Safa’nın Yedigün mecmuasında 20 Eylül 1938’de yazdıklarını hatırlar ve iç sesi dile gelir:
“Ayaklı kütüphane denilen adamların lehinde ve aleyhinde çok şey söylenmiştir. Bunların kafalarında kitap, midede övütülen ekmek gibi değil, ambarda bekleyen buğday gibi durur. Nasıl konmuşsa öyledir. Kana ve hayatına karışmamıştır.

Onların bilgileriyle zekaları arasındaki münasebet, bir kitapla bir kütüphanenin raf tahtası arasındaki münasebetin aynıdır: Biri ötekinin üstüne binmekle kalır. Kitap, adamı beslemezse şişirir, bilgilerin yağıyla şişmanlatır.

Ayaklı kütüphane denilen adamlar, manevi bünyelerinde fikirden ziyade saman bulunan mahluklardır: ilmin şişkolarıdır. Bunun için sağlam yapılı bir kafa, dolu bir kafadan üstündür ve düşünmek bir fikre gebe kalmaktan başka birşey olmadığı için, kitapların en güzelleri, düşündürücü ve doğurucu eserlerdir.

Yine bunun için uyanık bir zeka, okurken her an şüphe içindedir. Bu şüphe at sineği gibidir: Savarsınız yine gelir. Bizi rahatsız etmesine mukabil, demin bahsettiğim kötü dalgınlıktan kurtarmak gibi, sinirlendirici olsa bile uyandırıcı tesiri vardır. Aynı kitabı birkaç defa okumak, ayrı ayrı birkaç kitap okumaktan daha faydalıdır. Çünkü okumakta gaye müellifin ne düşündüğünü anlamaktan ve bir şey öğrenmekten ibaret değildir. Kitapla okuyucunun zekası evlenmeli ve mahsul vermelidir”

 

26.01.2014 Tarihinde Radikal’de yayımlanmıştır

Pi Sayısını Üç Alan İnsanlar

Hayatın pratikliğinde fütursuzca raks eden insanlar…

Pi Sayısı, matematik dünyasında hatırı sayılır bir yere sahip gibi gözükmesine rağmen, insanoğlu tarafından karaktersizlikle, duruş sahibi olmamakla suçlanarak, ne idüğü belirsiz bir sayı olarak konumlandırılmıştır.

İnsanoğlu, matematiksel farkındalığının ilk yıllarından beri Pi Sayısı’nın tam olarak hesaplanması ile uğraşmış, dairenin çevresinin, çapına bölümünden, adam gibi bir Pi Sayısı elde etmeye çalışmıştır.
Ancak her türlü yöntemi (dairenin çevresine, çapını bağlayarak bayır aşağı vurdurmak; dairenin çevresini görünce çapının dilini ısırmak; dairenin çevresinde çekirdek yiyerek dolaşmak, çevresine “N’ber Toprağam?” demek; dairenin çevresini B2 orman arazisi ilan edip, çapı ile ormanda ata binmek vb.) denemesine rağmen bir türlü net bir sonuca ulaşamamıştır.

Yazının devamını oku..

Yönetici İnsanları V

Yönetim için dünyaya gelen insanlar

Previously on Yönetici İnsanları (I, II, III, IV)

İletişim Yönetimi

Ofis Ortamı Yönetimi

Toplantı Yönetimi

Çalışanlarla İlişki Yönetimi

Network / İlişki Yönetimi

Kişisel Gelişim Yönetimi

Sosyal Medya Yönetimi

 

Seyahat Yönetimi
Yazının devamını oku..

Yönetici İnsanları VI (Final)

Yönetim için dünyaya gelen insanlar

Previously on Yönetici İnsanları (I, II, III, IV, V)

İletişim Yönetimi
Ofis Ortamı Yönetimi
Toplantı Yönetimi
Çalışanlarla İlişki Yönetimi
Network / İlişki Yönetimi
Kişisel Gelişim Yönetimi
Sosyal Medya Yönetimi
Seyahat Yönetimi

Özel Hayat Yönetimi Yazının devamını oku..