Az Zenginin Dramı

az_zengin.001

Zengin, sosyo-ekonomik statü düzeyi, parası, malı sonsuzda şuursuzluğa yakınsayan; varlıklı, varsıl, variyetli kişiler grubudur.

Az zengin ise, hayatının merkezine zengini almış, zengini zenginden daha çok konuşan, zenginin yaptıklarını ve / veya yapmadıklarını  zenginin bile fark etmediği, detaylı bir şekilde deneyimlemek için kıt kaynaklarını optimize etme çabasında olan orta – üst sınıf fukara kümesidir.

Maratona tavşan olarak başlayan zenginin arkasından ciğerleri patlayana kadar koşan az zengin, fukara dünyasında, bir çok travmayı, dramı bünyesinde barındır:

Yazının devamını oku..

Çıkarılamayan Goller

fft81_mf2677679
Çıkarılamayan Goller 

O kadar işin gücün arasında bir de mülakat mı yapacaktı? “Bi türlü bulamadık gitti şu proje yöneticisini”  diye hayıflandı yine. Tam insan kaynakları ekosistemine söveyazıyorken departman asistanı aradı. Mülakata çağırıyorlardı. Üflerin püflerle raksından ortaya çıkan hüzünbaz melodiler eşliğinde aşağı indi.

Yazının devamını oku..

Az Popüler Yazarın Dramı…

azpopuleryazarındramı.001
Arafta kalmış bünyesindeki amansız yangınları, sarkastik tekniklerle söndürememiş; hüzünlerini geçmişine, umutlarını kelimelere emanet etmiş kişidir yazar.

Kimisi dünyayı değiştirmek, kimisi kendini geliştirmek, kimisi de yaralarına pansuman olsun diye yazar.

Popüler olanları çok havalıdır. Auraları 34 ila 45 mt arasında değişir. Yazdığı her kelimeyi okur okumaz; değişmeye, gelişmeye, hissetmeye başlarsın. Tanışmak için can atarsın. Her kitabını, hayat hikayesini, tuvalete hangi ayakla girdiğini ezbere bilirsin. Her aktivitesine katılır, kelimeleriyle aranda kurduğun sanal bağın fiziksel dünyada izdüşümünü kovalarsın.

Yazının devamını oku..

Aldım Verdim Ben Seni Yedim

aldımverdim.001

Aldım Verdim Ben Seni Yedim

Kartvizit üzerinde ağız sulandıran bir şirketin köhne bir toplantı odası. Kabloların iç içe geçerek birbirleriyle uzun süreli ciddi bir ilişki yaşama kararı aldığı bir oda.

Odanın tabanındaki, orijinal renginin ne olduğu üzerine büyük bahisler dönen, kat görevlilerinin de yıkamaya tenezzül etmediği, üzerinden nesiller yürümüş halıfleks yüzünden Naz sürekli hapşırıyordu. Hapşırmaktan kafasını sabit tutamamasına rağmen hız kesmeden çalışmaya devam ediyordu. Çünkü cazibesi yüksek toplantı odaları müsait değildi ve elindeki sunumu bir an önce bitirmesi gerekiyordu. Aslında toplantının başında her zaman olduğu gibi iki kişiydiler. Sunumu birlikte hazırlayacaklardı. Kimin ne yapacağını projenin başında iş dağılımını yaparken çok net konuşmuşlardı.

Yazının devamını oku..

Kitapsız


kitapsız.001

Kitapsız

“Yakmak bir zevkti. Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu… Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi. Duygusuz kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde bundan sonra neler olacak düşüncesiyle turuncu alevler vardı.” (Ray Bradbury – Fahrenheit 451)

diye başlar Ray Bradbury’nin “Fahrenheit 451” kitabı. Eser, kitapların itfayeciler tarafından yakıldığı, insanların sadece televizyonda beyin yıkayıcı şovlar izlediği ve kitap bulundurup düşünen insanların yok edildiği bir gelecekte geçer.  Evler artık yanmayan bir madde ile kaplandığı için, itfaiye yangın söndürmez, ama kitap yakar. Kitap adını, kağıdın 451 Fahrenheit’ta tutuşması gerçeğinden alır.  ABD’li yazar Ray Bradbury bu kitabı 1953 yılında yazar.

 fahrenheit451

Yazının devamını oku..