İş Görüşmesi

İş Görüşmesi

Şimal, (35) tıbbi görüntüleme malzemeleri satan çok uluslu bir kurumda İnsan Kaynakları Müdürü.  Doğma büyüme, bünyesine yapışmış sarışın cadde kızı yaftasının illüzyonu ile gerçekliği arasındaki fark her geçen yıl azalıyor.

Dört yaş itibariyle piyano çalmaya, altı yaş itibariyle baleye, sekiz yaş itibariyle GO’ya merak sardı.

İlgi alanlarına ek olarak akademik performansı ile de sürekli aile eşrafının göğüsünü kabarttı.

Hırsını, almış olduğu eğitimleri, travmalarını ve hayat deneyimlerini doğru harmanlayarak piyasada hatırı sayılır bir insan kaynakları müdürü oldu.

Ramiz (28), tansiyon ilaçlarına odaklanmış bir şirkette kıdemli pazarlama uzmanı. Anadolu’nun bağırından üniversite bahanesi ile kopmuş, kazandığı ekonometri bölümünde istediğini bulamamış, ünversitenin ilk yıllarından beri sağda solda; staj ve part time işlerle dikiş tutturmaya çalışmış son olarak da üç senedir kıdemli pazarlama uzmanı kisvesi altına park etmiş biri.

Şimal, çok yakın bir arkadaşının ısrarlarına dayanamayarak, şirketlerinde açık olan kurumsal pazarlama yöneticisi pozisyonu için Ramiz’i görüşmeye çağırdı.

Şirketin konumunun lojistik sıkıntılarından dolayı Ramiz şirketin yaklaşık üç km yakınına kadar toplu taşıma ile gelebildi. Geri kalan yolu ise sıcak havaya ragmen yürümek zorunda kaldı. Ya nasip, diyerek ütülediği gömlek; henüz iş görüşmesine girmeden ter içinde kalmış, ağızı burnu kaymıştı.

Ramiz, tüm lojistik sıkıntılara rağmen görüşme mekanına on dakika erken gelmişti. Resepsiyondan Şimal’i aradılar ve Ramiz’in geldiğini bildirdiler. Şimal ise “Bi sabrını test edelim” cihetiyle resepsiyona “Peki geliyorum” dedikten tam yirmi üç dakika sonra Ramiz’i almaya indi.  Şimal, çaktırmadan uzun uzun Ramiz’i süzdü ve akabinde kendisine “Hoşgeldiniz” deyip görüşme odasına yönlendirirken iç sesine mikrofon uzattı:

•    İnanamıyorum terli terli gelmiş. İnsan iş görüşmesin böyle gelir mi?
•    Bizim şirket kültürüne kesinlikle uymaz. Çok köylü, arabesk bir profil.
•    Yaz ayında kışlık lastik tabanlı ayakkabı, parlamış ve yıpranmış bir takım elbise, ense kısmı uzun ve yukarı doğru kıvrılmış yağlı futbolcu saçı, biri diğerinden kısa kesilmiş favoriler ve çapraz olarak boynuna taktığı deri el çantası ile şansı epey zayıf.
•    Bakalım göreceğiz…

Görüşme odasında son yerleşimler tamamlandıktan, içecekler söylenip tedarik edildikten sonra; Şimal, her zaman olduğu gibi sağlı sollu yumruk gibi inen profesyonel soruları ile görüşme ringine çıktı:

•    Bu pozisyona başvurmaya nasıl ve neden karar verdiniz?
•    Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
•    Arkadaşlarınıza sorsak bize nasıl bir Ramiz anlatırlar?
•    Olumlu gördüğünüz özellikleriniz nelerdir?
•    Bize biraz olumsuz yönlerinizden bahsedebilir miyiz?
•    10 Sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
•    Şirketimize ne katabilirsiniz?
•    Mevcut işinizden neden ayrılmak istiyorsunuz?
•    En son ne zaman içler dışlar çarpımı yaptınız?
•    Kariyerinizde karşılaştığınız ve çözüme kavuşturduğunuz problemleri anlatabilir misiniz?
•    Sihirli bir değneğiniz olsa ilk neyi değiştirirsiniz?
•    İngilizce’miz nasıl?
•    Evli misiniz? Çocuk var mı? Kız / erkek?
•    Sizin herhangi bir sorunuz var mı?

gibi sorularla atağa kalkarken, Ramiz her soru karşısında amatör ama samimi cevaplar veriyordu. Sağlam dayak yiyordu ama işin ilginç yanı hala ayaktaydı. Şimal ise kafasında habis bir ur gibi duran ön yargısı ile sadece kontrol listesindeki soruları sorup kendi perspektifinden görüşmeyi hızlıca sonlandıracak aksiyonları alıyordu.

Kendini eğlendirmek, arkadaşları ile sohbetine meze edebileceği cevabından emin olduğu bir soru daha sormak istedi:

Şimal: “Sosyal medyayı kullanıyor musun? Nasıl kullanıyorsun?”.

Ramiz: “Aktif olarak kullanıyorum. Facebook’ta kendi profilime ek olarak ‘Donnie Darko’ filminin global olarak fan sayfasını yönetiyorum. Geçen sene Richard Kelly, beni Hollywood çağırıp sayfaya yapmış olduğum katkılardan dolayı özel bir ödül verdi.  Twitter’da ise 930.000 takipçisi olan hem Türkçe hem de İngilizce olarak yönettiğim  ‘Filmlerdeki metaforlar’ üzerine bir hesabım var.”

Şimal’in meze maksatlı sorusu boğazında kalmıştı. Kendisinin de büyük bir hayranlıkla takip ettiği hesapların Ramiz tarafından yönetildiğini öğrenmenin şaşkınlığını gizleyemeden nazik bir şekilde görüşmeyi sonlandırdı. Ama son soru ve cevap metni kafasında ve kalbinde bir türlü sonlanmıyordu…

20.04.2014 Tarihinde Radikal’de yayınlanmıştır.