"Enter"a basıp içeriğe geçin

Başarı Odaklı Ruhlar

Başarı Odaklı Ruhlar

Selim, 33 yaşında ve bekar. Hatırı sayılır bir enerji şirketinde kurumsal iletişim müdürü. Teoride havalı, pratikte silik ve sivilceli bir ergenlik deneyimine sahip. Topun sahibi olduğu için oyuna dahil olabilenlerden.  Karşı cinsin karaya oturduğunda yaralarına ilgi basmak için radarına girenlerden. Parlak zekasından ziyade çalışkanlığı ile ön plana çıkmaya çalışanlardan. Hayata, ergenliğinde kendini ezenlere dair her daim bir intikam kaygısı ile bakanlardan.

Selim, üniversitenin ilk yıllarından itibaren kendini “Kişisel Gelişim” konularına adadı. Beden dili, imaj yönetimi, iletişim yönetimi, iknanın psikolojisi, diksiyon teknikleri, etkili insan olabilmenin 18 boyutu, kodumu oturtan insan modeli ve kişisel gelişimine katkıda bulunabilecek her türlü spiritualist mistik akıma odaklandı. Kendini geliştirdi ve kocaman oldu.  Hayattaki birincil önceliği her konuda başarılı olmak olan Selim, kişisel gelişimine ek olarak profesyonel kariyer basamaklarında ihtiyacı olacak tüm alet ve edavatı doğru bir şekilde topladı ve kullandı.  Selim ile ilgili etrafındakilerin sarf ettiği ya da sarf edemediği sözler de kendisinin ne kadar başarılı olduğunu gözler önüne seriyor:

“Sürekli jilet gibi takımları çekiyor. Kol düğmelerini, kemer ayakkabı kombinlerini ihmal etmiyor ve taktığı saatler ile dikkat çekiyor. Keşke O’nun gibi giyinebilseydim.”

“Boyu posu yerinde ve her daim fit. Yediğine içtiğine ve sporuna azami dikkat ediyor. Kendini hiç ihmal etmiyor.”

“Her konu hakkında bilgisi var ve bunu her fırsatta gösteriyor.”

“Hep kendisinden konuşusulsun, herkes kendisini sevsin ve kendisinden bahsetsin istiyor.”

“Başarısızlığa ve eleştiriye hiç tahammülü yok. Başarı için yapmayacağı da yok.”

“Amelilik gerektiren her türlü işi itina ile delege ederken, kendisine puan getiricek özellikle üst yönetimin gündemine girecek her işte ön planda yer alıyor.”

“Kariyer ekmeği getirecek her türlü işe ucundan kıyısından bulaşıp, işe dair derin acı çekenlere inat her daim işi sahiplenip ekmeğini yiyiyor.”

“Sevmediği, rakip olarak gördüğü insanlara karşı kulis yapıyor, ittifaklar kuruyor, ittifakları dağıtıyor. Filmin son sahnesinde hep ihtiyaç duyulan hep aranan ve en iyisi oluyor.”

“Çocukluğundan beri öğrenebildiği 10 adet bilgi ile bütün hayatı, iş süreçlerini, yapılması gereken stratejileri, alınması gereken aksiyonları biliyor ve konuşabiliyor.”

“Çalıştığı kurumun kartvizitinden bağımsız nefes alamıyor.”

“İş çevresi haricin herhangi bir dostu ve / veya arkadaşı bulunmuyor.”

“Bu zamana kadar hiç kimse ile uzun soluklu bir ilişki yaşamadı. Hep küçük porsiyonlarda hızlı tüketilecek ilişkilerin peşinde koştu.”

“Sosyoekonomik düzeyi düşük veya kendisine katma değer sağlamayacak insanlarla muhatap olmayı sevmiyor. (Berber, Garson, Kapıcı, vs)

Şirket içindeki başarıları Selim’e yetmiyor, kabuğunu kırmak, bütün sektör, bütün insanlık nezdinde bilinmek, takdir edilmek istiyor.  Çalıştığı sektörün en büyük etkinliğinden kendisine konuşma yapması için  bir teklif geldi. Teklifi hemen kabul etti ve hazırlıklara başladı. Çok güzel bir sunum yapmalıydı. Herkes beğenmeliydi. Böylece herkes Selim’i bilecek kendisini daha çok insan sevecek ve takdir edecekti.

Ortam mükemmeldi. Heybetli bir sahne, havalı ışık oyunları göz kamaştırıyordu. Biraz heyecanlıydı. Başladığında sesi titriyordu ancak kendini toparladı ve çok iyi bir sunum yaptı. Sunum alkışlarla bittikten sonra sıra soru cevap kısmına geldi. İlk soru sunumun içeriğine dair Selim’i de goygoylayan bir soru idi. İkinci soru ise arkalardan üst baş olarak profesyonelliğin hakkını vermeyen görünüşte silik birinden geldi:

“Selim Bey, başarılı olmanın sırlarını anlattığınız değerli sunumunuz için teşekkür ederiz. Uygun görürseniz iki küçük sorum olacak. Birincisi, tüm bu başarıları elde ederken hayatınızdan neleri feragat ettiniz? İnsanlığınızı, değerlerinizi, ailenizi, soluduğunuz gerçek oksijeni vs kast ediyorum. İkinci sorum ise, tüm bu başarıları elde etmek için baz aldığınız motivasyonu bulabilmek için hangi travmaları yaşadınız? Teşekkür ederim.”

Salon buz kesti. Selim’in beti benzi attı. Damağı kurudu. Yutkundu. Derin bir nefes aldı ve soruyu geçiştiren şablon bir cevap vererek konuyu kapattı sahneden indi. Ancak soru sürekli kulaklarında çınlıyordu. Selim sıradışı kariyerine aynı tempo ile devam etti. Başarılı, bekar ve herhangi bir dostu olmadan hayatınını sürdürüyor. Ancak o soru hala kulağında düzenli olarak çınlıyarak kendisini rahatsız etmeye devam ediyor…

01.06.2014 Tarihinde Radikal’de Yayınlanmıştır.

 

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir