Matematik, insanlık tarihinin kadim dostu. Evrensel dil, ortak payda. İçine doğduğumuz karmaşık sistemleri, ilişkileri, hayatı anlama ve anlamlandırma aracı.
Matematik, görünüş olarak; ukala, mesafeli, çekinilen bir disiplin iken; kendisi ile samimi olunduğunda, hayatı anlamlandırma sürecinde farklı bir bakış açısı getiren, katma değer sağlayan bir dosttur.
Birey, toplum, ilişki, çatışma, motivasyon ve dinamikleri matematik lensi ile bakıldığında kolaylıkla açıklanabiliyor.
Bireyin hayat seyrindeki matematik ile olan ilişkisi Beşeri Matematik’i tanımlıyor.
Beşeri Matematik denkleminde her şey, bireyin fonksiyonunun yazılması ile başlıyor.
Genel birey fonksiyonu:
yukarıdaki gibi şekillenirken bu fonksiyonda yer alan değişkenler aşağıdaki küme setlerinden oluşuyor.
Birey, hayat boyu bu fonksiyonda yer alan değişkenlerin dengesi ile uğraşıyor. Doğuştan bir küme baskın olarak gelse bile, hayat boyu bu merkezleri dengelemek gerekiyor. Aksi takdirde, mutsuz, sağlıksız hayatta anlam bulamayan bireyler ortaya çıkıyor.
Bu kümeleri baz alarak motivasyonlar şekilleniyor, şekillenen motivasyonlara ve toplum normlarına göre aksiyonlar ortaya çıkıyor. Bazı aksiyonların sadece bireyi etkisi olurken, bazı aksiyonların sonucunda diğer bireylerle etkileşim gerçekleşiyor. Bu etkileşimler sonucunda da ilişkiler, çatışmalar ortaya çıkıyor.
Birey fonksiyonunu baz alıp toplum fonksiyonunu yazdığımızda ise,
genel toplum fonksiyonunun başlangıç olarak bireysel fonksiyonların toplamından türediğini görüyoruz.
Ancak toplum fonksiyonu bireylerin etkileşimleri ve dış faktörlerden de etkilenerek daha kompleks, ancak birey gibi davranan makro bir fonksiyon halini alıyor.
Her birey, optimum kalp, akıl, beden dengesini bulabilmek için kendine özgü bir fonksiyon oluşturuyor.
Genel olarak daha sağlıklı bireyler, fonksiyonlarını
formatında oluştururken. Hayatta bir sabiti olmayan, duruma göre şekillenen dolayısıyla da her rüzgarda savrulan, görece mutsuz bireyler de aşağıdaki formata göre fonksiyonlarını şekillendiriyor.
Sabit kavramı birey için hayatta varlığını hissettiği referans noktası oluyor. Neyin illüzyon neyin gerçek olduğunu anlamasını sağlıyor. Dalgalanma ve sapmalarda yolunu bulmasına destek oluyor.
Bazı bireyler için aile kavramı sabit iken, bazı bireyler için inanç sistemi, bazıları için de kariyeri olabiliyor.
Değişkenler ise bireyin hayatının merkezinde olmamasına rağmen hayatını şekillendiren, hayatına yön veren unsurlar. Hayatını sadece değişkenlerle tanımlayan bireyler, değişikliklere hızlı adapte olup, hayatı güzel, keyifli yaşarken içten içe her daim kendilerini kemiren sinsi bir depresyona maruz kalıyorlar.
Bir çok kavram bireylerin değişken setine girebiliyor: “Aile, kariyer, aşk, tutkular, hobiler, rol modeler, vb.”
Sonuç olarak bireyin, tanımlanan tüm bu fonksiyonlardan bağımsız, insanoğlunun hayat sürecinde sağlıklı bir seyir izleyebilmesi için; anlamlı düzeyde farkındalığa sahip olması gerekiyor. Bu farkındalık sayesinde beşeri matematiğine dolayısıyla, değişkenlerine, sabitine hakim oluyor ve daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat yaşıyor.
22.02.2015 Tarihinde Radikal’de Yayınlanmıştır.
Tek Yorum