İçinde bulunduğumuz bilgi çağının katma değerlerinin yanında insanları ağır bir cendereye sürüklediği de aşikar…
Dünyanın her tarafında çalışanlar ilerme çarkına sağlam kayışlarla bağlanmış durumda ve sürekli olarak ezberledikleri parolayı tekrar edip duruyorlar: “Daha hızlı, daha iyi, daha ucuz.” Böyle bir durumda dünya çapında bütün zamanların en çok satan iş kitabının “Dilbert’in Yönetim İlkeleri” olmasına şaşırmamak gerekiyor belki de… Mizah kaygının üzerini örtüyor ve umursamazlığın ifade biçimi haline geliyor..,
Elimizde kalanlar ise sadece; beyaz yakalılar fabrikası, şirket politikaları ile dolu köstekler, sonu gelmez toplantılar, yeniden düzenlemeler ve makinelerden farklı kalmamış çalışma arkadaşları… Evet bilgi çağının sırtımızdaki maddi yükü hafifletmesiyle belimiz doğrulmasına doğruldu; ama artık uyuşuk bir beynimiz ve işten başka heryerde olan bir gönül dünyamız var.
Eğer 30 yaşını geçmiş bir Türk Vatandaşı iseniz, çoluk çocuk herkesi adıyla tanıyan ve her ihtiyaçlarınız için koşturan can dostu komşularla dolu bir sokakta yer alan Bakkal Hamit Efendileri, Kasap Nedim Efendileri, Manav Mehmet Efendilleri kolaylıkla hatırlarsınız. Şimdi bunların hepsi mazide kaldı, yerlerini ardarda sıralanmış alışveriş merkezleri aldı. Artık tüketiciler büyük alışveriş merkezlerinin, süpermarketlerin ruhsuz kanyonlarını dolaşmaktan keyif alıyor.. Bakkal Hamit Efendi’nin bisküvi kutularından bir miktar pötibör alıp, sobanın üzerinde demlenmiş çay eşliğinde bardağa batırarak yemenin keyfi ve devri bitti..
Çağın vizörünü iş dünyasının arz yanına çevirdiğimizde büyük ve köklü şirketlerin sahneden çekilirken, yeni şirketlerin boy göstermeye başladığına tanık oluyoruz.
ABD’de bir yılda satılan cep telefonu sayısı 1994’te 26 milyon iken, büyük bir patlama ile 1999’da yaklaşık 500 milyona ulaştı.
1997’ye kadar cep telefonu sektöründe dünya lideri konumunda olan Motorola, dijital telsiz teknolojisine geçişte sadece bir ya da iki yıllık bir gecikme yaşıyor ve adı sanı hiç duyulmamış Kuzey Kutup Dairesi’nin kenarı gibi ücra bir köşeye tünemiş bir şirket olan Nokia, bu kısa zaman diliminde dünya çapında yeni bir numara haline geliyordu. Daha on yıl önce kar lastikleri ve lastik çizmeler üretirken, bir anda Avrupa’nın en hızlı gelişen ileri teknoloji şirketleri arasına giriyordu.
Değişen düzende fırsatlar ışık hızıyla yanıp sönüyor… Bir göz kırpma sürecinde fırsatı kaçıranların, milyar dolarlık bir kazanç kapısından yoksun kalabiliceklerini bilmeleri gerekiyor.
Artık ister yeni ekonomi, ister dijital ekonomi, isterse sanayi sonrası ekonomi, ne derseniz deyin tüm bunları aşan bir düzen var ortada…
Yeni düzende cephe hatları bölgeler ve ülkeler arasından geçmiyor. Japonya, ABD; Avrupa birliği ve gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya geldiği kapışmalar yok artık.. Teknoloji, Amerika, Avrupa ve Asya’daki 400 şirketi devasa bir zincirle birbirine bağlamış durumda.
“Hayal edebilecek ile başarılabilecekler arasındaki uçurum şimdi her zamankinden daha küçük”
Günümüzde saygın markaları olan yüzyıllık şirketler daha dünkü çocuk sayılacak internet gözdeleri kadar saldırıya açık durumda… Royal Dutch / Shell dünyanın önde gelen petrol şirketlerinden biri ve tarihi en az sektörünki kadar eski. Ne var ki bir gün uykudan gözünü açtığında, Tesco diye bir süpermarket zincirinin Britanya’da yani kendi iç pazarlarının birinde en büyük perakende benzin satıcısı haline geldiğini görüyor.
İsviçre’nin Vevey şehrinde dünyanın en yüksek ciroya sahip kahvesini Nescafe’yi çıkaran Nestle’nin şirketinin genel merkezinde marka müdürleri oturmuş Starbucks’ın ortalama müşterisinin ayda 18 defa uğramasının kafein ile bir ilgisi olup olmadığını tartışıyor.. Bu esnada ise, Starbucks almış başını gidiyor.
Internet müzayede firması eBay ABD’deki üçüncü büyük müzayede salonu olan Butterfield& Butterfield’ı bünyesine katması da bir diğer gelişme olarak tarihin karelerinde yerini almıştır.
Eğer Wal-Mart bir ülke olsaydı, bugün Çin’in 8. büyük ticaret ortağı olacaktı ve bu açıdan Rusya, Avustralya ve Kanada’yı geçecekti.
UPS gemileri günde 13.5 milyon paket taşıyor; yani şu an dünyanın gayrisafi milli hasılasının yüzde 2’si bir UPS nakliye kamyonda yer alıyor
Çokuluslu şirketler faaliyetlerini kalkınmakta olan ülkelere kaydırdığında, sadece vergiden yüzde 75 tasarruf etmekle kalmıyor, aynı zamanda üretimde yüzde 100’lük artış sağlıyor.
150 yıl önce Amerikalıların yüzde 90’ı tarımda çalışıyordu, bugün bu oran yüzde 3lerde seyrediyor.
Geçen yıl dünyada 2.8 milyon bilim derecesi verildiğinde, bunlardan 1.2 milyonu Asya üniversitelerinde Asyalı öğrenciler alıyordu.
Çin’de geçen yıl bütün üniversite mezunlarının yüzde 46’sı mühendislik alanında iken şimdi bu oran Amerika’da ise sadece yüzde 5lerde seyrediyor.
eBay’in bugün 105 milyon kayıtlı kullanıcısı var; yıllık ticaret hacmi ise 35 milyar dolar.
(21 Nisan 2005, The Guardian)
Tüm bunların ışığı altında dünya çok hızlı değişiyor, dönüşüyor… Değişim esnasında, yeni düzeni iyi analiz edip, kendimize özgü bir hayatı, verimli hayatı yaşama becerilerini elde edebilmek değişimi etkin yönetebilmenin sırrı olsa gerek…
İlk Yorumu Siz Yapın