Modernler hep birbirine benzer.
Modern şehirler, modern alış veriş merkezleri bu yüzden aynı üretim bandından çıkmış gibidir.
Bir marka da öyledir. Markaların üretim sürecinde birçok kişinin (tasarımcılar, uygulamacılas vs) emeği vardır.
Bir marka, bir kişiden ziyade ortaklaşa bir çabanın ürünüdür; markalaşıldıktan sonra da seri üretime geçilir. Siz A markasını kullanırsınız, arkadaşınız da kullanır. İki A kullanan arasında bir eşitlik peyda olur. Bu sözde eşitlik, insan arasında sanal bir memnuniyete yol açar.
Bahsi geçen süreç bir nevi tektipleşme sürecidir. Hem tek tipleşme, hem de bir markayı ele geçirmiş olmanın, diğeri ile aynı seviyeye ulaşmış olmanın verdiği aldatıcı rahatlama hissi, tüketim toplumundaki tipik bir eğilimdir.
Dolayısıyla marka yapılır, sunulur, moda olur, satılır, sonra tekrar yerini başka bir yere bırakır. Bir müddet sonra biter. Ama imza hiçbir zaman kendini satmaz. O bir varlık meselesidir.
Kaynak: Kutlu, Mustafa; “Türkiye Söyleşileri 2: Kültür”, Eylül 2007, Küre Yayınları
İlk Yorumu Siz Yapın