Sanal ilişkilerin, yüzeysel samimiyetlerin, afilli kartvizitlerin efendileridir network insanları…
Gittiğinde check-in olduğuna değecek otellerden birinde kokteyl masaları; yine hipergerçek kavramsal bir lansmana şahit oluyordu.
Bir elinde martini, bir elinde kartvizitler, prova edilmiş 30 saniyelik bir konuşma metni ile ağızı laf yapan, gözleri daha büyük balıkları avlamaya odaklanmış şekilde çevresini süzen network insanının samimiyet nedir bilmeyen, tek derdi gözüne kestirdiği herkesle sırıtkan bir ifade ile tokalaşmak olan hal ve tavırları fazlasıyla dikkat çekiyor ve herkes kendisine mesafeli duruyordu. Mesafe, mesafeyi kovalıyor ve etrafına baktığında yapayalnız kaldığını görüyordu. O an beynini kemiren soruyu yüksek sesle ifade etmekten çekinmiyordu: “Hayatı bu noktaya nasıl gelmişti?”
Hayatınının bu noktaya nasıl geldiğini analiz edebilmek için konunun daha derin alanlarına doğru sancılı, sabır ve dayanıklılık gerektiren bir yolculuğa çıkmak gerekiyordu.
Başarılı olma, güç sahibi olma, imrenilen biri olma, zengin olma, bağımsız haraket edebilme, her istediğini yapabilme arzuları network insanı olmanın temel motivasyonlarını oluşturuyordu. Temel motivasyonlara çocukluk evresinde yaşanan görece yoksulluk veya güçsüzlük deneyimi de eklendiğinde; profesyonel bir network insanı olmak kaçılmaz oluyordu.
Hikayenin başlangıcı: “Yoksulluk veya güçsüzlük, sizi başarıya ulaştıracak insanlardan da uzaklaştıran bir durumdur. Zenginler ile yoksullar arasında çok kalın bir çizgi var.” deneyimine dayanıyordu. İşte bu deneyim ideal hedefleri tanımladı. Tanımlanan hedefler duygularla beslenen tutkularla kesiştirildi. Dolayısıyla profesyonel network insanı olmak için gerekli teorik hazırlıklar tamamlandı.
Hedeflerine ulaşabilmek için doğru insanlarla, doğru ortamlarda tanışıp kendilerinin desteğini almak profesyonel bir network insanı olmak gerekiyordu. Peki ama bunu nasıl yapacaktı?
* Hedeflerini daha net tanımlayarak. (Somut kariyer, iş, para, statü, tanışılacak insan hedefleri)
* Hedeflerini tutkulu bir şekilde paylaşarak. (samimiyetsiz, bol beden dili kullanımlı, havalı paylaşımlar)
* Hedeflerine ulaştıracak etkili isimlerin listesini çıkararak.
* Etkili isimlerin istesini, “tanıdığı ve tanışmak istediği” şeklinde tasnif ederek.
* Tanışmak istediği isimler hakkında gerekli araştırmaları yaparak ve tanışma öncesi hazırlıklı olarak. Buluşma öncesinde, o kişi hakkında; tutkularını, kendisini gururlandıran en büyük başarılarını içeren tek sayfalık bir özet bilgi hazırlayarak.Buluşma esnasında da bu bilgilerden faydalıp karşısındaki insanı etkiyeleceğini umarak.
* Tanışmak istediği kişilerin asistanları, sekreterleri ile iyi ilişkiler geliştirerek. Hal hatır sorarak, hediye göndererek, güvenlerini kazanarak;ne kadar güzel olduklarından, ne kadar şık giyindiklerinden bahsederek; sorunlarını çözen kişi olarak.
* Tanışmak istediği insanlara ulaşmak için öncelikle Facebook, Twitter, Foursquare, gibi ortamlardan faydalanıp yüz yüze kahve içme seansı kopararak.
Sıkıştığı zamanlarda danışabileceği etkili insanlardan oluşan bir danışma kurulu oluşturarak.
* Ne kadar çok insan ile tanışırsa, o kadar çok fırsat ile karşılaşabileğini umarak.
İlişkilerin kaslar gibi olduğunu, ne kadar çalıştırırsan o kadar gelişeceğini umarak.
* Yemeği asla yalnız başına yemeyerek.
* Sürekli işine yarayacak insanlarla kahve içerek.
* Toplumun gözü önünden asla kaybolmayarak. Sürekli gündemde göz önünde olarak. Tüm etkinliklere katılarak, tüm konuşma, röportaj fırsatlarını profesyonelce değerlendirerek.
* İlişkilerde takipçi olarak. Tanışma eyleminin gerçekleşmesini müteakip email / tweet vs atıp kendini hatırlatarak, hal hatır sorarak, karşı tarafın ilgisini çekecek bir paylaşımda bulunarak.
* Organizatörlere yardım eden, kendisi konferans / etkinlik organize eden, sahnede konuşmacılar arasında yer alan, konferans içinde konferans düzenyelebilen, tanınmış kişilerin etrafında dolaşan, bilgi merkezi olan, hedeflerini iyi tanıyan, verilen araları verimli bir şekilde değerlendiren, konuşmacılardan ziyade işe yarayacak katılımcılara odaklanan konferans İnsanı olarak (bkz Konferans İnsanları http://bit.ly/jv5BYJ ).
* Mekan sahipleri, headhunterlar, lobiciler, sivil toplum kuruluşu insanları, politikacılar, halkla ilişkiciler, gazeteciler, iş adamları gibi Network’ü geniş olan kişilerle ilişki kurarak.
* Hızlıca sohbeti başlatabilecek, devam etmesini sağlayabilecek, arada bir yakınlık oluşturabilecek, karşıdakinin beğenisini hızlıca kazabilecek düzeyde ayaküstü konuşma sanatına hakim olarak. Hakimiyet sağlanamadığı takdirde her zaman işe yarayacak sekiz kelimeyi kullanarak: “Sen bir harikasın. Daha çok şey anlat lütfen”
* Hikayesi tutkularla bezenmiş, heyecanlı bir o kadar da ilgi çekici zımni olarak hedefleri gözeten bireysel marka yaratarak ve doğru yöntemlerle iletişimini yaparak.
Zamanı temsil eden kum taneleri birbirlerini kovalarken, geriye dönüp baktığında yapılması gereken herşeyi harfi harfine yapmıştı. Ancak son karede, kendine baktığında, hedeflenenden uzak kendisini çok yalnız, çaresiz ve güçsüz görüyordu. Halbuki herşeyi çok iyi hesaplamıştı, ilişkilerini çok iyi geliştirmiş ve yönetmişti. Adres defterinde aradığı zaman cevap verecek 5 binden fazla kişi vardı.
Ama ilişkilerin matematiğine olan tutkusu samimiyetine karşı gözünü kör etmişti. Kendisi gibi diğer network insanları ile birlikte körler sağırlar olarak sürekli birbirlerini ağırlamışlardı. Dolayısıyla hayatlarının bu noktaya nasıl geldiğinin farkına varamadılar.
Dostlukların mutlak değerlerinin yalıtılmasını imkansızlaştıran şey, ortalıkta network insanlarından başka bir şey göremeyen, başka sistem düşünemeyen bir düzenin varlığından başka birşey değildi.
İlk Yorumu Siz Yapın