"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: To-Do

Hız Artınca Özgürlük Azalır

fft81_mf2356273

Sanal gerçeklik vatandaşları, cenaze namazlarında musalla taşına uzun uzun baktıktan sonra gerçek bedenlerini gömdüler. Hocanın “El Fatiha”  söylemini müteakip hiç zaman kaybetmeden kendilerine birer sanal beden buldular.

Buldukları sanal bedenin yaptığı her haraket;  planlı, programlı ve hedef odaklı idi.

Sanal bedenler, daha fazla  ilgi,  daha fazla ün, daha fazla refah düzeyi ve daha yüksek bir statü için sanal terler döker.

Yapılacaklar listesi; nam-ı diğer “To-do-list” de  sanal bedenlerin gerçeklik ile arasındaki katarakttır. 

Yapılacaklar listesi, Pazartesi sendromunun damaklarda bıraktığı tarifsiz kötü tadın adıdır. 

Profesyonel beyaz yakalı ruhu; Pazartesi günleri, bedenin ofise teşrif etmesinden birkaç saat sonra gelir. 

Beden önden gelip; kahvaltısını yapar, bilgisayarı açar, keyif kahvesini içer, çalışma arkadaşlarına yüz kaslarını asgari düzeyde oynatarak, ilgili selamları verir, fiyakalı defterini ya da ipadini çıkarır.  

Gerekli tüm alt yapı beden tarafından hazırlandıktan sonra beyaz yakalı profesyonel ruh, gecikmeli olarak kart basar sistemin okuyucularına. Gelir gelmez yapılacaklar listesine odaklanır.  “Ulan yapacak bi sürü iş var amk” diye içlenir. 

Pazar gecesinden beri kasmış olduğu bünyesini, içinde bulunduğu sanal beden sayesinde gevşetmeye başlar. 

İşte o an, sanal bedenin, ruhu gerçeklikten kopardığı, güdümüne aldığı ve acılarından arındırdığı andır. 

To-Do-List İnsanları

To-Do-List İnsanları Pazartesi sendromunun damaklarda bıraktığı tarifsiz kötü tadın adıdır “To-Do-List”.

“Yüzünü örten perde açıldığında hakikat eğer hala hakikate benziyorsa, bu durumda, çıplak hakikat diye bir şeyden söz edilemez” der Baudrillard.

İllüzyondan yoksun bir gerçek, hala gerçek olarak kabul görebiliyorsa, bu durumda; gerçek, nesnel bir gerçekliğe nasıl sahip olabilir?

Büyüleme gücünü yitiren şeyler anında ve tamamıyla gerçek, gölgelerinden ve yorumdan yoksun şeylere dönüştüler.

Sanal, gerçekliğin peşinde koşan son avcı ve onu yakıp yıkan yağmacı gibidir. Sanal, bizzat gerçeklik tarafından bir tür bulaşıcı ve yok edici unsur şeklinde salgılanmıştır.

Sanal gerçeklik, gerçeklikle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktadır. Bu, nesnel gerçekliğin soyutlanma sürecinde devreye sokulan sürecin nihai aşamasıdır.

Sanal Gerçeklik coğrafyasının vatandaşları kendi cenaze namazlarında kendilerini musalla taşında gözlemleyerek, gerçek bedenlerini gömmüş ve hocanın “El Fatiha”  söylemini müteakip kendilerine  birer sanal beden bulmuşlardır.

Buldukları sanal bedenin yaptığı her haraket;  planlı, programlı ve hedef odaklıdır.

Sanal bedenler, daha fazla  ilgi,  daha fazla ün, daha fazla refah düzeyi ve daha yüksek bir statü için sanal terler dökerler.

“To-do-list”; nam-ı diğer yapılacaklar listesi,  sanal bedenlerin gerçeklik ile arasındaki katarakttır.

Pazartesi sendromunun damaklarda bıraktığı tarifsiz kötü tadın adıdır “To-Do-List”.