To-Do-List İnsanları Pazartesi sendromunun damaklarda bıraktığı tarifsiz kötü tadın adıdır “To-Do-List”.
“Yüzünü örten perde açıldığında hakikat eğer hala hakikate benziyorsa, bu durumda, çıplak hakikat diye bir şeyden söz edilemez” der Baudrillard.
İllüzyondan yoksun bir gerçek, hala gerçek olarak kabul görebiliyorsa, bu durumda; gerçek, nesnel bir gerçekliğe nasıl sahip olabilir?
Büyüleme gücünü yitiren şeyler anında ve tamamıyla gerçek, gölgelerinden ve yorumdan yoksun şeylere dönüştüler.
Sanal, gerçekliğin peşinde koşan son avcı ve onu yakıp yıkan yağmacı gibidir. Sanal, bizzat gerçeklik tarafından bir tür bulaşıcı ve yok edici unsur şeklinde salgılanmıştır.
Sanal gerçeklik, gerçeklikle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktadır. Bu, nesnel gerçekliğin soyutlanma sürecinde devreye sokulan sürecin nihai aşamasıdır.
Sanal Gerçeklik coğrafyasının vatandaşları kendi cenaze namazlarında kendilerini musalla taşında gözlemleyerek, gerçek bedenlerini gömmüş ve hocanın “El Fatiha” söylemini müteakip kendilerine birer sanal beden bulmuşlardır.
Buldukları sanal bedenin yaptığı her haraket; planlı, programlı ve hedef odaklıdır.
Sanal bedenler, daha fazla ilgi, daha fazla ün, daha fazla refah düzeyi ve daha yüksek bir statü için sanal terler dökerler.
“To-do-list”; nam-ı diğer yapılacaklar listesi, sanal bedenlerin gerçeklik ile arasındaki katarakttır.
Pazartesi sendromunun damaklarda bıraktığı tarifsiz kötü tadın adıdır “To-Do-List”.
Pazartesi günleri, bedenin ofise teşrif etmesinden birkaç saat sonra gelir, beyaz yakalı profesyonel ruhu.
Beden önden gelip; kahvaltısını yapar, bilgisayarı açar, keyif çayını / kahvesini içer, çalışma arkadaşlarına yüz kaslarını asgari düzeyde oynatarak, ilgili selamları verir, fiyakalı defterini ya da ipadini çıkarır.
Gerekli tüm alt yapı beden tarafından hazırlandıktan sonra beyaz yakalı profesyonel ruh gecikmeli olarak kart basar sistemin okuyucularına. Gelir gelmez deftere ya da ipad e odaklanır.
Pazar gecesinden beri kasmış olduğu bünyesini, içinde bulunduğu sanal beden sayesinde gevşetmeye başlar.
İşte o an, sanal bedenin, ruhu gerçeklikten kopardığı, güdümüne aldığı ve acılarından arındırdığı andır.
Pazartesi sendromunun özümsenme süreci tamamlanmış bünyeler “to-do-list” yapmaya hazırdır.
Konu “to-do-list” olduğunda kimse elini hafif alıştırmaz. Önemli olan yazmak, görmek ve yazılanın üzerini renkli kalemle, kalın çizgilerle çizme ihtimalidir.
Bir kere hazırlandığı zaman bağımlılık yapar bünyeden çıkması için 40 gün 40 gece herhangi bir şekilde “to-do-list” hazırlamamak gerekir. Örnek “to-do-list” maddeleri:
* Haftalık toplantı takvimini organize et. (Bkz: Hobbitler, Elfler, Cüceler, İnsanlar ve
diğer tüm Orta Dünya sakinleri ile mutat statü toplantıları)
* X raporunu t zamanına kadar yetiştir. (Bkz: Alcatraz’da 1963’te kaybolan 302 kişinin
2012 statü raporu)
* Hilmi Bey’in mailine cevap yaz. (Bkz: Pararel evrene daktilo ile yazılan mektuplar…)
* Necati Bey’in toplantı öncesi istediği dokümanı organize et. (Bkz: Dharma
Oryantasyon Dokümanı…)
* Hedeflerini belirle sisteme gir. (Bkz: Frodo Baggins ve Yüzük Taşıyıcılığı)
* Katılacağım eğitimin organizasyonu için departman asistanına mail at. (Bkz:
Delegasyon insanı)
* 2018 Bütçesini A, B, C, D, E, E1, E2, E3 versiyonları ile hazırla (Bkz: Plan, program ve
vizyon insanı)
* Bugün toplantı yapacağın müşteri hakkında önceden araştırma yap (Bkz: Hazırlık
insanı)
* Projenin kick-off toplantısı öncesinde kuaför organizasyonunu yap (Bkz: Bakım
insanı)
* Hamit ile kahve / yemek organizasyonu (Bkz: Network İnsanları)
* Pakize’nin ilgili alanına ve kişisel gelişimine katma değer sağlayacak linkleri derle ve
bir gün ara ile gönder. (Bkz: Network İnsanları)
* Motorlu Taşıt vergisini, kredi kartı ekstresini, su faturasını yatır. (Bkz: Takip İnsanı)
* Ofisteki çay servisi yapan Emine Abla’nın halini hatırını sor. Etkin iletişim mesajı ver. (Bkz: CEO olacak insan)
* Toplantılarda sunum yapan insanı “challenge edecek” sorular sor (Bkz: Farklı
Düşünen insan)
* Cumartesi günü mutlaka bir sergiyi ziyaret et ve bunu Hamiyetler ile çıkacağın
yemekte gündeme getir. (Bkz: Çok yönlü, işten öte nitelikli hayat sahibi insan)
* Sanat tarihi üzerine kitap sipariş et. (Bkz: Çok yönlü, işten öte nitelikli hayat sahibi
insan)
* Pazar günü havalı bir mekanda kahvaltı et ve Foursquare, Foodspotting ve Facebook
Places gibi platformlarda ilgili görsellerle check-in olmayı unutma.
* Bu hafta yapılacak pazarlama konferansına katıl. Foursquare ve Facebook Places’te
check-in ol. Etkinlik hashtaginden aparttığın tweetlerden etkinlik özeti çıkarıp
şirketteki çalışma arkadaşlarına ve yöneticilerine gönder. (Bkz: Sürekli kendini ve
bizleri de geliştiren insan)
* Her sabah iki adet yumurta haşla. (Bkz: Sağlıklı beslenen insan)
* Haftada üç gün spora git. (Bkz: Sağlıklı yaşayan insan)
* Necla’nın çok güzel giyindiğini Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri farklı saatlerde
hatırlat. (Bkz: Nezaket ve network insanı)
* JJ Abrams’ın yeni dizisi çıkmış herkes konuşmaya başlamadan izle. (Bkz: Fikir Lideri
İnsanı)
* Cumartesi günü piyasadaki bütün dergileri al ve hepsini yüzeysel olarak incele. (Bkz:
Haberdar insan)
* 10 Adımda: Tarih, Pazarlama, Finans, Sosyal Medya, Fotoğrafçılık, Psikoloji, Felsefe,
Edebiyat, Plates, Yoga, Yat Kaptanlığı, NewYork, Paris, London kitaplarını planlı
programlı olarak satın almaya başla. (Bkz: 10 Adımda Hayat İnsanı)
* Ayda bir kere metro, füniküler, vapura binerek halkın arasında yer al, davranışları
gözlemle (Bkz: halkın içinde halk insanı)
“To-do-listler”, kağıt üzerinde, zihnimizde olduğundan çok daha az yer tutar. Normal şartlar altında, insan zihninin karmaşık süreçlerinden genel olarak bir abartma hissi “to-do-list travması” yaratır. Ancak düzenli olarak kağıda dökülen ve kağıt üzerinden takip edilen iş kalemleri daha az acı verir, mücadele edilebilir hal alır.
“To-do-listi” zamana karşı tamamlamak hayatın en önemli amacı ve önceliği haline gelebilir.
“To-do-list” maddelerinin üzerini çizmek, insanda sanal bir haz duygusuna yol açan sanal bir oksijen solunumu olduğu söylenebilir.
Böyle bir şeye hala solunum denilebilir mi? Soluduğumuz şey gerçekten hava mı?
Bilinmiyor…
Ama bilinen tek şey…
Hız ile olan sanal mücadelemizde nefessiz kaldığımız…
“Hız Arttıkça Özgürlük Azalır” Paul Virilio
İlk Yorumu Siz Yapın