"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kategori: @Tuhaf Yazılar

Tuhaf Dergisi’nde  yazmış olduğum yazıların derlendiği, şöyle bir kenarda dursun denildiği mekandasınız.

Kutsal Ego

Kutsal ego; seni başkalarının hayranlığına muhtaç edip, kendini ölçüsüz sevdirerek aynada her daim mükemmeli kovalayan müptezel haline dönüştüren; gerçekliğin sillesiyle karşılaşma sonucu çıkan potansiyel travmalar ve  hayal kırıklıkları yaşandığında arkasına bakmadan çekip giden bir illüzyon ustasıdır. 

İnsanın her an düşünmesi, kendine fütursuz ontolojik sorular sorması, yaşamaya üşenmesi; düşüncelerinden, eylemlerinden ve kendi varlığından bitip tükenmesi, varlığının dramından alev alması;  ne derece dertli olduğunu gösterir. 

İlgi İstilası

İlgi; yaşadığımız samimiyet fukarası çağın en sinsi uyuşturucusudur. Bu uyuşturucunun üreticisi de tüketicisi de kişinin kendisidir.

Bir şeylere, en doğal haliyle ilgi beslemek yerini hunharca bir arsızlığa bıraktı. Mesela pul koleksiyonu yapan birini düşünelim. Muhtemelen babasından aldığı bir görgü neticesinde başladığı bu koleksiyon hevesi, daha sonra pullara karşı samimi bir meraka dönüşür ve akabinde koleksiyon genişler. Bu genişleme kaliteli biçimde ilerledikçe kişide tatmin oluştuğu gibi koleksiyon geleceğe bırakılacak bir kayıt defteri görevi de görür. 

Yalnızlığa Övgü

Yalnızlık, virgüller gibi hareket eden  insanların olduğu bir toplumda nokta gibi davranıp hareketsizleşerek nefes almaktır.  İnsanın nefesini tutup ânı durdurarak düşünce nöbeti beklemek için iç dünyasına çekilişidir.

Yavaşlığa Ağıt

Hız; niceliğin niteliğe, ânın zamana, sonucun nedene, yüzeyin derinliğe, şuursuzluğun bilince, samimiyetsizliğin samimiyete, unutmanın belleğe karşı   kazandığı mahalle kavgasıdır. 

Hız, zaman bahçesindeki ânları zararlı ot olarak görüp koparan bahçıvandır.  Ânların haricinde kendi mekanıyla ilgili referans noktalarını da koparır. 

Hız ete batmış bir kıymıktan çok, saplanmış bir hançerdir. 

Hız hissedilmeye başladığında dram da başlamış demektir.