Twitter İnsanları

Twitter İnsanları

 

Güneş, metropol üzerine her zaman olduğu gibi yine fırça atarak doğuyor: “Uyan!..Trafiğe takılacaksın! İşe geç kalacaksın!”

 

Uyku ile aralarındaki yıllanmış samimiyete rağmen ısı ve ışık kaynağına saygı duyuyor ve uyanıyor.

 

Seri bir şekilde sıcacık yorganın altından çıkmakla, çıkmamak arasındaki alternatif maliyet hesapları yapıyor. Maliyet hesapları esnasında, işi bırakma, kendi işimi kurma gibi söylemlerde bulunarak “keşke paralel evrenine” geçiyor. Aşk ve şevk ile “Biraz daha” iç sesinin fiziksel aksiyona dönüşmesini temenni ediyor.

 

Kaçınılmaz sona boyun eğerek, yataktan tuvalete uzanan gözü kapalı, bağırsak faaliyeti yoğun, anlamlı, yolculuk sürecine çıkmadan önce telefonunu yanına alıyor…

 

Tuvalet ortamındaki zihinsel performans patlamasının zeki iş fikirlerine, profesyonel ilişki stratejilerine dönüşü beklenirken, sürekli zihnine kıymık gibi batarak rahatsız eden “Neler kaçırdım?” sorusu ile mücadele ediyor.

 

Twitter‘da dün gece yattıktan sonra ne muhabbetler döndü ? Gece birşeyler yazmıştı, Sudenaz  cevap verdi mi? Süper bir tweet atmıştı acaba retweet eden oldu mu? Retweet edilmesi için daha özgün şeyleri nasıl bulur? Rıfkı ile ayı avlarken ve uzun eşek oynarken çektiği fotoların bazılarını Twitter’a yüklemişti, onlara da yorum gelmemiş.

 

Gecenin özetini müteakip yeni güne dair tweetleri değerlendirmeden önce taharet musluğu açma kapama egzersizleri yapıyor. Twitter‘da kim kiminle nerede ne yapıyor? Kimler günaydın demiş? Hava nasıl?  Trafik ne durumda? Kim neyi paylaşmış? Kim kıçını açmış, memesini açayazmış? Bugün takipçilerine eklenen var mı? Eklenen var ise kimmiş neyin nesiymiş?

 

Yeter!…

 

Daha evden çıkmadan günün yorgunluğunu yaşadı. Biran önce eve gidip yatağına yatmak istiyor. Bir dakika, zaten evinde değil mi? Peki neden yoruldu? Neden bu kadar enerji harcadı? Neden dayak yemiş gibi? Neden mide asit dengesi bozuldu?

 

Bilinmiyor…!

 

 

Servis Süreci
Servis beklerken güne dair pozitif temennilerini özgün bir şekilde ilettiği ilk tweetini atıyor. Servise biner binmez, hayatının her anını adadığı entelektüel boyutunu ifade eden, okuduğu kitap (ingilizce) ve dergi ile ilgili paylaşımlarını tweetliyor.  Yanında horul horul uyuyan ve zamanını boşa harcayan servis insanlarına dair görüş ve düşüncelerini de tweetlemekten kaçınmıyor.

 

Mesai Süreci
Plaza asansörleri 20.kata çıkış başvurusunu değerlendirirken, işyerine check-in olduğunu, işe geldiğini ve Pazartesi sendromunun hayatındaki yerini twittlemekten kendini alamıyor.
To-Do listelerinin arasında kendini kaybetmeden önce, kahvaltı ve sabah kahvesinin damağında bıraktığı tadı da ilgili görsellerle paylaşarak tüm takipçilerine nispet yapıyor.
To-Do listelerine karşı verilen milli mücadelenin üzerine yapılan verimli toplantılar karnını acıktırarak, Öğle Yemeği vaktinin geldiğini hatırlatıyor. Plaza periferindeki öğle yemeği beslenme mekanına gitmeden önce takipçilerini; öğle yemeğine, nereye gittiği, ne yiyeceği hakkında haberdar ederek, yakınlardaki “arkadaşlarını” buyur ediyor.
Mesai sürecine beslenmek için verilen “es”ten sonra arka arkaya gelen toplantılarda yaptığı fuleli koşular, zaman zaman kasığında çekmelere sebebiyet verdiği için toplantı esnasında soluğu masa altından Twitter’da alıyor.
Hakem mesai uzatmaları için 90 + 2 saati gösterdiğinde, mesai sonrası zihin kaslarının gevşeyebilmesi için arkadaşlarına iş çıkışında olası organizasyon talebini 140 karakter ile aktarıyor. Gidecekleri mekanı, yiyeceklerini, içeceklerini, yapacakları çılgınlıkları Twitter üzerinden kararlaştırıyorlar.

 

Eğlence Süreci
Mekana gider gitmez birbirlerini sosyalleşmek hususunda dürtüyorlar: “Check-in oldun mu olm? Ben oldum, bak kimler varmış mekanda? Şu güzelmiş lan… Arkadaşlık teklif edeyim mi?”. Mekanlarda yaptıkları özel sohbetlerle örgülenen şifrelenmiş ve bol hashtagli tweetler tüm takipçilerinin merakını cezbediyor. Gecenin ilerleyen saatlerine doğru tweetlerde görülen parçalı bulutlu anlam kayıpları şuur düzeyindeki dalgalanmaların izdüşümü oluyor adeta…

 

Uyku Süreci
Eve dönüş yolunda demlenen buhran düzeyi, yatağa girdiğinde nemli ve duygusal tweetler atmasına neden oluyor. Nemli tweetler Twitter aleminde kendini retweet edecek bir tweetdaş ararken karşılık bulamayınca gözyaşları sağnak olarak yağıyor,  yastık sırılsıklam oluyor ama Tweet İnsanı yine de bilinçsizce uykuya dalıyor.
Rüyasında indiği ilk katmanda, sanal bir dünyanın oksijen çadırında kendisini yoğun bakımda görüyor. Bir katman daha aşağı indiğinde ise fiziksel olarak yaşadığı dünyada sanal olarak varolduğunu görüyor ve idrak ediyor… Saatin iki kere çalan alarmı, hayatının “Kick” i olarak, kendisini kan ter içinde uyandırıyor…
“Oh be.. İyi ki rüyaymış…” diyor…
Peki ya değilse?….